Bembeyaz dokusuyla kendisine hayran bırakan Pamukkale Travertenlerine ulaşıyoruz. Travertenlerde yürüyüşe izin verilen terasta gezerken Denizli Ovası’na hakim manzarasıyla çektiğimiz fotoğraflar bizlere unutulmaz anılar olarak kalacak. Daha sonra antik çağda kutsal havuz olarak bilinen ve yine suyunun çeşitli hastalıklara iyi geldiği düşünülen sütunlu havuzu geziyoruz. Buradan sonra kısa bir yürüyüşün ardından Apollon Tapınağı ve onun hemen yanında yer alan, antik çağda cehennemin giriş kapısı olarak bilinen Plutonium yani Cin Aralığı’nı rehberimizin anlatımlarıyla geziyoruz.
Daha sonra Anadol’nun en iyi şekilde korunarak günümüzü gelmiş tiyatrolarından biri olan Hierapolis Tiyarosu’nu geziyoruz. Burada turumuza devam ederken şehrin ana caddesi Domityanus Kapısı ve Latin Binası’nı gezerken fotoğraflıyoruz. Daha sonra şehrin surları dışında kalan Hamam Binası ve Anadolu’nun en büyük Nekropolünü rehberimizin anlatımlarıyla geziyoruz. Pamukkale’de ki keyifli gezimizin ardından hem yanında bulunan ve suyunun çeşitli hastalıklara iyi geldiği bilimsel olarak araştırılmış ve kanıtlanmış, Kızılsuyu ziyaret ediyoruz. Kızılsu ziyaretimizin ardından Pamukkale’den ayrılıyoruz
